
’deki

kelimesi, Risâle-i Nur ismine ve ma’nasına hem cifri, hem sûreti, hem ma’nası tevafuk ettiği gibi;

cümlesinin de makam-ı cifrîsi gösterdiği tarihte Risâle-i Nur’un tercümanı olan Üstadımın -tahkikatımla- aynen vaziyetine tevafuk ediyor.
Çünki o zamanda harb-i umumînin mebde’lerinde, Üstadım eski âdetini vesâir ulûm-u felsefe ve ulûm-u âliyeyi bırakıp, tam bir inşirah-ı sadırla Risâle-i Nur’un fatihası ve birinci mertebesi olan İşarat-ül İ’caz tefsirine başlayıp, bütün himmetini, efkârını Kur’an’a sarfetmeğe başladığına tevafuku kavî bir emâredir ki; bu asırda o küllî ma’nayı işâri de medâr-ı nazar bir ferd, Risâle-i Nur’un tercümanı ve şâkirdlerinin şahs-ı ma’nevîsini temsil eden mümessilidir.
Evet madem Kur’an-ı Mu’ciz-ül Beyan her asırda her ferde hitab eder bir ilm-i muhit ve bir irâde-i şamile ile herşeye bakabilir; ve madem ülema-i İslâm’ın ittifakıyla, âyetlerin ma’nayı sarîhinden başka işâri ve remzî ve zımnî müteaddid tabakalarda ma’naları vardır.
Ve madem

gibi hitablarda her asır gibi, bu asırdaki ehl-i îmân, Asr-ı Saadetteki mü’minler gibi dâhildir.
Ve madem İslâmiyet noktasında bu asır, gâyet ehemmiyetli ve dehşetlidir. Kur’an ve Hadîs ihbar-ı gaybî ile, ehl-i îmânı onun fitnesinden sakınmak için şiddetle haber vermiş.
Ve madem hesab-ı cifrî ve ebcedî ve riyazî, eskiden beri sağlam bir düstûrdur ve kuvvetli bir emâre olabilir.
Ve madem Risâle-i Nur ve tercümanı ve şâkirdleri, îmân ve Kur’an hizmetinde parlak ve te’sirli vazifeleri gâyet ehemmiyet kesbetmiştir.
Türkçe
English
العربية
Pyccĸий
français
Deutsch
Español
italiano
中文
日本語
Қазақ
Кыргыз
o'zbek
Türkmence
فارسى