Hem Kütüb-ü Enbiyâ’da, Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın Muhammed, Ahmed, Muhtar ma’nasında Süryânî ve İbrânî isimleri var. İşte Hazret-i Şuayb’ın suhufunda ismi, Muhammed ma’nasında:
dır.
Hem Tevrat’ta yine Muhammed ma’nasında:
hem Nebiyyü’l-Haram ma’nasında:
Zebur’da El-Muhtar ismiyle müsemmâdır. Yine Tevrat’ta
Hem Tevrat’ta ve Zebûr’da:
Hem Suhuf-u İbrahim ve Tevrat’ta
dır. Hem Tevrat’ta
dir.
Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm demiş:

buyurmuştur. Hem İncil’de, Esmâ-i Nebevîden

Yâni: “Seyf ve asâ sâhibi.” Evet sâhibü’s-seyf enbiyâlar içinde en büyüğü; ümmetiyle cihâda me’mur, Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’dır. Yine İncil’de “Sâhibü’t-Tâc”dır. Evet “Sâhibü’t-Tâc” ünvanı, Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’a mahsustur. Tâc, imâme, yâni sarık demektir. Eski zamanda, milletler içinde, milletçe umûmîyet i’tibâriyle sarık ve agel saran, Kavm-i Arapdır. İncil’de:
kat’i olarak “Resûl-i Ekrem” (Aleyhissalâtü Vesselâm) demektir.
Hem İncil’de
veyahut
ki İncil tefsirlerinde, “Hak ve bâtılı birbirinden tefrik eden hak-perest” ma’nası verilmiş ki; sonra gelecek insanları, hakka sevkedecek zâtın ismidir.
English
العربية
Pyccĸий
français
Deutsch
Español
italiano
中文
日本語
Қазақ
Кыргыз
o'zbek
azərbaycan
Türkmence
فارسى