Risale-i Nur’da kat’i isbat edildiği gibi beşerin küfrü, kâinatın ve ekser mahlûkatın hukuklarına öyle bir tecavüzdür ki, semâvatı ve arzı kızdırıyor ve anâsırı hiddete getirip, tûfanlarla o zâlimleri tokatlıyor.

âyetinin sarahatiyle, o zâlim münkirlere cehennem öyle öfkeleniyor ki, hiddetinden parçalanmak derecesine geliyor.
İşte, böyle bir cinâyet-i âmmeye ve hadsiz bir tecavüze karşı beşerin küçüklük ve ehemmiyetsizliği noktasında değil, belki zâlimane cinayetinin azametine ve kâfirane tecavüzünün dehşetine karşı Sultan-ı kâinat, kendi raiyyetinin hukukunun ehemmiyetini ve o münkirlerin küfür ve zulmündeki nihayetsiz çirkinliğini göstermek hikmetiyle, fermanında gayet hiddet ve şiddetle o cinayeti ve cezasını değil bin def’a, belki milyonlar ve milyarlar ile tekrar etse, yine israf ve kusur değil ki; bin seneden beri yüzer milyon insanlar hergün usanmadan kemâl-i iştiyakla ve ihtiyaçla okurlar.
English
العربية
Pyccĸий
français
Deutsch
Español
italiano
中文
日本語
Қазақ
Кыргыз
o'zbek
azərbaycan
Türkmence
فارسى