İşte bu mezkûr hakîkatları ve şehâdetleri ifade ma’nasiyle Birinci Makamın Altıncı Mertebesinde:

denilmiş.
Sonra, seyahat-ı fikriyede bulunan o meraklı ve terakki ile zevki ve şevki artan dünya yolcusu, bahar bahçesinden bir bahar kadar bir güldeste-i mârifet ve îman alıp gelirken; hayvanat ve tuyur âleminin kapısı hakîkat-bîn olan aklına ve mârifet-âşinâ olan fikrine açıldı. Yüz bin ayrı ayrı seslerle ve çeşit çeşit dillerle onu içeriye çağırdılar, “Buyurun” dediler. O da girdi ve gördü ki: Bütün hayvanat ve kuşların bütün nevileri ve taifeleri ve milletleri, bil’ittifak, lîsan-ı kal ve lîsan-ı halleriyle

deyip, zemin yüzünü bir zikirhâne ve muazzam bir meclis-i tehlil sûretine çevirmişler, herbiri bizzat birer kaside-i Rabbânî, birer kelime-i Sübhânî ve ma’nidar birer harf-i Rahmânî hükmünde sâni’lerini tavsif edip hamd ü sena ediyorlar vaziyetinde gördü. Güya o hayvanların ve kuşların duyguları ve kuvâları ve cihazları ve âzâları ve âletleri, manzum ve mevzun kelimelerdirler ve muntazam ve mükemmel sözlerdirler.
Türkçe
English
العربية
Pyccĸий
français
Deutsch
Español
italiano
中文
日本語
Қазақ
Кыргыз
o'zbek
Türkmence
فارسى