Ey israflı, iktisadsız.. ey zulümlü, adâletsiz.. ey kirli, nezâfetsiz bedbaht insan! Bütün kâinatın ve bütün mevcûdâtın düstûr-u hareketi olan iktisad ve nezafet ve adâleti yapmadığından, umum mevcûdâta muhâlefetinle, ma’nen onların nefretlerine ve hiddetlerine mazhar oluyorsun. Neye dayanıyorsun ki; umum mevcûdâtı zulmünle, mîzansızlığınla, israfınla, nezafetsizliğinle kızdırıyorsun?
Evet, İsm-i Hakîm’in cilve-i a’zamından olan hikmet-i âmme-i kâinat, iktisad ve israfsızlık üzerinde hareket ediyor; iktisadı emrediyor. Ve İsm-i Adl’in cilve-i a’zamından gelen kâinattaki adâlet-i tâmme, umum eşyanın müvâzenelerini idare ediyor ve beşere de adâleti emrediyor. Sûre-i Rahmân’da

âyetindeki dört mertebede, dört nev’i mîzana işâret eden dört def’a “mîzan” zikretmesi, kâinatta mîzanın derece-i azametini ve fevkalâde pek büyük ehemmiyetini gösteriyor. Evet, hiçbir şeyde israf olmadığı gibi, hiçbir şeyde de hakîki zulüm ve mîzansızlık yoktur. Ve İsm-i Kuddüs’ün cilve-i a’zamından gelen tanzif ve nezafet, bütün kâinatın mevcûdâtını temizliyor, güzelleştiriyor. Beşerin bulaşık eli karışmamak şartiyle, hiçbir şeyde hakîki nezafetsizlik ve çirkinlik görünmüyor!..
İşte, hakâik-i Kur’âniyeden ve desâtir-i İslâmiyeden olan “adâlet, iktisad, nezafet” hayat-ı beşeriyede ne derece esaslı birer düstûr olduğunu anla. Ve Ahkâm-ı Kur’âniye ne derece kâinatla alâkadar ve kâinat içine kök salmış ve sarmış bulunduğunu ve o hakâikı bozmak, kâinatı bozmak ve sûretini değiştirmek gibi mümkün olmadığını bil!. Ve bu üç ziya-yı a’zam gibi; rahmet, inâyet, Hafîziyyet misillû yüzer ihâtalı hakîkatlar haşri, âhireti iktiza ve istilzâm ettikleri halde, hiç mümkün müdür ki: Kâinatta ve umum mevcûdâtta hükümferma olan rahmet, inâyet, adâlet, hikmet, iktisad ve nezafet, gibi pek kuvvetli ihâtalı hakîkatlar; Haşrin ademiyle ve âhiretin gelmemesiyle merhametsizliğe, zulme, hikmetsizliğe, israfa, nezafetsizliğe, abesiyete inkılâb etsinler? Hâşâ.. yüz bin def’a hâşâ.
Türkçe
English
العربية
Pyccĸий
français
Deutsch
Español
italiano
中文
日本語
Қазақ
Кыргыз
o'zbek
Türkmence
فارسى