Onların yerine daha metin, daha muhlis şâkirdler meydana çıktılar. Mâdem dünyanın bu imtihanları geçicidir, çabuk giderler. Sevablarını, meyvelerini bizlere verirler. Biz de inâyet-i İlâhîyyeye itimad edip sabır içinde şükretmeliyiz.
Said Nursî

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!
Evvelâ: Son iki parçayı ya eski harf veya makine harfiyle bera-yı ma’lûmat gayr-ı resmî, mahkeme reisine münasib gördüğünüz bir ciddî adamla verdiğiniz vakit ayrı bir pusula da ona yazınız ki, Said size teşekkür eder, der: “Pencereleri açtılar. Fakat hiçbir kardeşim ve hizmetçilerime, yanıma gelmeğe müdde-i umûmî müsaade vermiyor. Hem zâtınızdan çok rica eder ki, mahkemede bulunan mu’cizatlı ve antika Kur’ânını ona veriniz ki bu mübârek aylarda okusun. O hârika Kur’ânından üç cüz’ü Diyânet Riyaseti’ne nümûne için göndermişti, tâ fotoğrafla tab’ına çalışsınlar. Hem onun ile beraber Risâle-i Nur’un mahkemedeki mecmûalardan birisini sizden istiyor ki, bu tecrid-i mutlakta ve yalnızlıkta ve şiddetli sıkıntılarında mütalâasiyle bir medâr-ı tesellisi ve bir arkadaşı olsun. Zâten o mecmûalar üç-dört mahkeme gördükleri ve ilişmedikleri gibi; hacıların şehâdet ve müşahedeleriyle, o büyük mecmûaları hem Mekke-i Mükerreme’de, hem Medine-i Münevvere’de, hem Şam-ı Şerif’te ve Haleb’de, hem Mısır Câmi-ül Ezher’indeki büyük âlimler çok takdir ve tahsin edip hiç tenkid ve itiraz etmemişler.
Said Nursî
Aziz, Sıddık Kardeşlerim!
Hizb-i Nurî’den Feyzilerin yanında iki nüsha var. Eğer onlara lüzum yoksa, birisi bana gönderilsin veya Mehmed Feyzi daha bir nüshayı yazsın.
English
العربية
Pyccĸий
français
Deutsch
Español
italiano
中文
日本語
Қазақ
Кыргыз
o'zbek
azərbaycan
Türkmence
فارسى