Münazarat | Münazarat | 29
(1-37)
C- Vicdanın ziyası, ulûm-u diniyedir. Aklın nuru, fünun-u medeniyedir. İkisinin imtizacıyla hakikat tecelli eder. O iki cenah ile talebenin himmeti pervaz eder. İftirak ettikleri vakit; birincisinde taassub, ikincisinde hile, şübhe tevellüd eder.
Üçüncü şart: Zülcenaheyn ve Kürdlerin ve Türklerin mutemedi olan Ekrad ülemasından veya istînas etmek için lisan-ı mahallîye aşina olanları müderris olarak intihab etmektir.
Dördüncüsü: Ekrad’ın istidadları ile istişare etmek, onların sabavet ve besatetlerini nazara almaktır. Zira çok libas var; bir kamete güzel, başkasına çirkin gelir. Çocukların talimi; ya cebr ile, ya hevesatlarını okşamak ile olur.
Beşinci şart: Taksim-ül a’mal kaidesini bitamamiha tatbik etmek.. tâ şubeler birbirine medhal ve mahreç olmakla beraber, herbir şubeden mütehassıs çıkabilsin.
Altıncı şart: Bir mahreç bulmak ve müdavimlerin tefeyyüzünü temin etmek; hem de mekatib-i âliye-yi resmiyeye müsavi tutmak ve imtihanları, onların imtihanları gibi müntic kılmak, akîm bırakmamaktır.
Yedinci şart: Dâr-ül muallimîni muvakkaten şu dâr-ül fünun dairesinde merkez kılmak, mezcetmektir. Tâ ki, intizam ve tefeyyüz ondan buna geçsin ve fazilet ve diyanet, bundan ona geçsin; tebadül ile herbiri ötekine bir kanat verip zülcenaheyn olsun.
………
S- Vâridatı nedir?
C- Hamiyet ve gayret.
S- Sonra?
C- Şu medrese, çekirdek gibi bilkuvve bir şecere-i tûbâyı tazammun eyliyor. Eğer hamiyet ve gayretle yeşillense, tabiatıyla madde-i hayatını cezb ile sizin kuru kesenizden istiğna edecektir.
S- Ne cihetle?
C- Çok cihetle.
Birincisi: Evkaf, hakkıyla intizama girse, şu havuza tevhid-i medaris tarîkıyla bir mühim çeşmeyi akıtacaktır.
İkincisi: Zekattır. Zira biz hem Hanefî, hem Şafiîyiz. Bir zamandan sonra o Medreset-üz Zehra İslâmiyete ve insaniyete göstereceği hizmetle, şübhesiz bir kısım zekatı bil’istihkak kendine münhasır edecektir. Bahusus zekatın zekatı da olsa kâfidir.
Üçüncüsü: Şu medrese neşredeceği semeratla, tamim edeceği ziya ile, İslâmiyete edeceği hizmetle ukûl yanında en a’lâ bir mekteb olduğu gibi; kulûb yanında en ekmel bir medrese, vicdanlar nazarında en mukaddes bir zaviyeyi temsil edecektir. Nasıl medrese, öyle de mekteb, öyle de tekke olduğundan; İslâmiyetin ianat-ı milliyesi olan nüzur ve sadakat kısmen ona teveccüh edecektir.
Dördüncüsü: Mezkûr tebadül için dâr-ül muallimîn ile imtizac ettiğinden, dâr-ül muallimînin vâridatı bir derece tevsi’ ile muvakkaten ve âriyeten -eğer mümkün ise- verilse, bir zaman sonra istiğna edecek, o âriyeyi iade edecektir.
S- Bunun semeratı nedir ki, on belki ellibeş seneden beri bağırıyorsun?
C- İcmali: (1) Kürd ve Türk ülemasının istikbalini temin ve maarifi, Kürdistan’a medrese kapısıyla sokmak ve meşrutiyetin ve hürriyetin mehasinini göstermek ve ondan istifade ettirmektir.
Üçüncü şart: Zülcenaheyn ve Kürdlerin ve Türklerin mutemedi olan Ekrad ülemasından veya istînas etmek için lisan-ı mahallîye aşina olanları müderris olarak intihab etmektir.
Dördüncüsü: Ekrad’ın istidadları ile istişare etmek, onların sabavet ve besatetlerini nazara almaktır. Zira çok libas var; bir kamete güzel, başkasına çirkin gelir. Çocukların talimi; ya cebr ile, ya hevesatlarını okşamak ile olur.
Beşinci şart: Taksim-ül a’mal kaidesini bitamamiha tatbik etmek.. tâ şubeler birbirine medhal ve mahreç olmakla beraber, herbir şubeden mütehassıs çıkabilsin.
Altıncı şart: Bir mahreç bulmak ve müdavimlerin tefeyyüzünü temin etmek; hem de mekatib-i âliye-yi resmiyeye müsavi tutmak ve imtihanları, onların imtihanları gibi müntic kılmak, akîm bırakmamaktır.
Yedinci şart: Dâr-ül muallimîni muvakkaten şu dâr-ül fünun dairesinde merkez kılmak, mezcetmektir. Tâ ki, intizam ve tefeyyüz ondan buna geçsin ve fazilet ve diyanet, bundan ona geçsin; tebadül ile herbiri ötekine bir kanat verip zülcenaheyn olsun.
………
S- Vâridatı nedir?
C- Hamiyet ve gayret.
S- Sonra?
C- Şu medrese, çekirdek gibi bilkuvve bir şecere-i tûbâyı tazammun eyliyor. Eğer hamiyet ve gayretle yeşillense, tabiatıyla madde-i hayatını cezb ile sizin kuru kesenizden istiğna edecektir.
S- Ne cihetle?
C- Çok cihetle.
Birincisi: Evkaf, hakkıyla intizama girse, şu havuza tevhid-i medaris tarîkıyla bir mühim çeşmeyi akıtacaktır.
İkincisi: Zekattır. Zira biz hem Hanefî, hem Şafiîyiz. Bir zamandan sonra o Medreset-üz Zehra İslâmiyete ve insaniyete göstereceği hizmetle, şübhesiz bir kısım zekatı bil’istihkak kendine münhasır edecektir. Bahusus zekatın zekatı da olsa kâfidir.
Üçüncüsü: Şu medrese neşredeceği semeratla, tamim edeceği ziya ile, İslâmiyete edeceği hizmetle ukûl yanında en a’lâ bir mekteb olduğu gibi; kulûb yanında en ekmel bir medrese, vicdanlar nazarında en mukaddes bir zaviyeyi temsil edecektir. Nasıl medrese, öyle de mekteb, öyle de tekke olduğundan; İslâmiyetin ianat-ı milliyesi olan nüzur ve sadakat kısmen ona teveccüh edecektir.
Dördüncüsü: Mezkûr tebadül için dâr-ül muallimîn ile imtizac ettiğinden, dâr-ül muallimînin vâridatı bir derece tevsi’ ile muvakkaten ve âriyeten -eğer mümkün ise- verilse, bir zaman sonra istiğna edecek, o âriyeyi iade edecektir.
S- Bunun semeratı nedir ki, on belki ellibeş seneden beri bağırıyorsun?
C- İcmali: (1) Kürd ve Türk ülemasının istikbalini temin ve maarifi, Kürdistan’a medrese kapısıyla sokmak ve meşrutiyetin ve hürriyetin mehasinini göstermek ve ondan istifade ettirmektir.
Ses Yok
English
العربية
Pyccĸий
français
Deutsch
Español
italiano
中文
日本語
Қазақ
Кыргыз
o'zbek
azərbaycan
Türkmence
فارسى