Hem Avrupa’ya karşı İslâmiyet’i müdafaa eden mütefekkirîn tarzında gitmiyorsun. Neden Eski Said vaziyetini değiştirdin? Neden ma’nevî mücahidîn-i İslâmiyye tarzında hareket etmiyorsun?
Elcevab: Eski Said ile mütefekkirîn kısmı, felsefe-i beşeriyenin ve hikmet-i Avrupaiyenin düstûrlarını kısmen kabûl edip, onların silâhlariyle onlarla mübâreze ediyorlar; bir derece onları kabûl ediyorlar. Bir kısım düstûrlarını, fünûn-u müsbete sûretinde lâyetezelzel teslim ediyorlar, o sûretle İslâmiyetin hakîki kıymetini gösteremiyorlar. Âdeta kökleri çok derin zannettikleri hikmetin dallariyle İslâmiyeti aşılıyorlar, güya takviye ediyorlar. Bu tarzda galebe az olduğundan ve İslâmiyetin kıymetini bir derece tenzil etmek olduğundan, o mesleği terkettim. Hem bilfiil gösterdim ki: İslâmiyetin esasları o kadar derindir ki; felsefenin en derin esasları onlara yetişmez, belki sathî kalır. Otuzuncu Söz, Yirmi Dördüncü Mektub, Yirmi Dokuzuncu Söz bu hakîkatı bürhanlariyle isbat ederek göstermiştir. Eski meslekte, felsefeyi derin zannedip, ahkâm-ı İslâmiyeyi zâhirî telakki edip felsefenin dallariyle bağlamakla durutmak ve muhafaza edilmek zannediliyordu. Halbuki felsefenin düstûrlarının ne haddi var ki, onlara yetişsin?

English
العربية
Pyccĸий
français
Deutsch
Español
italiano
中文
日本語
Қазақ
Кыргыз
o'zbek
azərbaycan
Türkmence
فارسى