Dördüncü sahife: Öyle bir zînet ve hüsün, o iki masnua veriliyor ki; güya lütuf ve kerem tecessüm etmiş, onlar olmuş. O sahife "Ya Latif, Ya Kerim" gibi çok isimleri yâdeder, okur.
Beşinci sahife: O çiçeğe leziz meyveler, o hasnaya sevimli evlâdlar, güzel ahlâklar takmakla; o sahife "Ya Vedud, ya Rahîm, ya Mün’im" gibi isimleri okutturuyor.
Altıncı sahife: O in’am ve ihsan sahifesinde, "Ya Rahman, ya Hannan" gibi isimler okunuyor.
Yedinci sahife: O nimetlerde, o neticelerde, öyle lemaat-ı hüsün ve cemal görünüyor ki, hakikî bir şevk ve şefkatle yoğrulmuş hâlis bir şükür ve safi bir muhabbete lâyık olur. O sahifede "Ya Cemil-i Zülkemal, ya Kâmil-i Zülcemal" isimleri yazılı okunuyor.
İşte yalnız bir güzel çiçek ve hasna bir insan ve yalnız maddî ve zahir suretinde bu kadar esmayı gösterirse; acaba umum çiçekler ve bütün zîhayat ve büyük ve küllî mevcudat, ne derece ulvî ve küllî esmayı okutuyor, kıyas edebilirsin.
English
العربية
Pyccĸий
français
Deutsch
Español
italiano
中文
日本語
Қазақ
Кыргыз
o'zbek
azərbaycan
Türkmence
فارسى