Hem hadsiz bir derecede kendini sevdirmeyi ve tanıttırmayı ef’aliyle gösterdiği halde, en mükemmel mahlûkatının şükür ve minnetdarlıklarını, tahabbüb ve ubûdiyetlerini başka esbâba vermekle kendini unutturup, kâinattaki makasıd-ı âliyesini inkâr ettirir mi?
Ey tabiat-perestlikten vazgeçen arkadaş! Haydi sen söyle! O diyor: Elhamdülillâh, bu iki şübhem hallolmakla beraber, vahdâniyyet-i İlâhîyyeye dâir ve Ma’bûd-u Bilhak o olduğuna ve ondan başkaları ibâdete lâyık olmadığına o kadar parlak ve kuvvetli iki delil gösterdin ki, onları inkâr etmek, Güneş’i ve gündüzü inkâr etmek gibi bir mükâberedir.
Tabiat fikr-i küfrîsini terkeden ve îmana gelen zât diyor ki: Elhamdülillâh, benim şübhelerim kalmadı; yalnız merakımı mûcib olan birkaç sualim var.
Birinci Sual: Çok tenbellerden ve târik-üs salâtlardan işitiyoruz; diyorlar ki:
Cenâb-ı Hakk’ın bizim ibâdetimize ne ihtiyacı var ki, Kur’ân’da çok şiddet ve ısrar ile ibâdeti terkedeni zecredip Cehennem gibi dehşetli bir ceza ile tehdid ediyor. İtidalli ve istikametli ve adâletli olan ifade-i Kur’âniyeye nasıl yakışıyor ki, ehemmiyetsiz bir cüz’î hataya karşı, nihayet şiddeti gösteriyor?
Elcevab: Evet, Cenâb-ı Hak senin ibâdetine, belki hiçbir şeye muhtaç değil. Fakat sen ibâdete muhtaçsın, ma’nen hastasın. İbâdet ise, ma’nevî yaralarına tiryaklar hükmünde olduğunu çok Risâlelerde isbat etmişiz. Acaba bir hasta, o hastalık hakkında, şefkatli bir hekimin ona nâfi’ ilâçları içirmek hususunda ettiği ısrara mukâbil, hekime dese: “Senin ne ihtiyacın var, bana böyle ısrar ediyorsun?” Ne kadar ma’nasız olduğunu anlarsın.
Amma Kur’ân’ın, terk-i ibâdet hakkında şiddetli tehdidatı ve dehşetli cezaları ise; nasılki bir pâdişâh, raiyetinin hukukunu muhafaza etmek için âdi bir adamın, raiyetinin hukukuna zarar veren bir hatasına göre, şiddetli cezaya çarpar. Öyle de: İbâdeti ve namazı terk eden adam, Sultan-ı Ezel ve Ebed’in raiyeti hükmünde olan mevcûdâtın hukukuna ehemmiyetli bir tecavüz ve ma’nevî bir zulüm eder.
English
العربية
Pyccĸий
français
Deutsch
Español
italiano
中文
日本語
Қазақ
Кыргыз
o'zbek
azərbaycan
Türkmence
فارسى