Hatta
yu okuyan adam, sanki
cümlesindeki emre imtisâlen okuyor gibi olur.
Cem’ sîgasiyle zikredilen
deki zamir, üç tâifeye işârettir. Birincisi: İnsanın vücûdundaki bütün a’za ve zerrâta raci’dir ki, bu i’tibârla şükr-ü örfîyi eda etmiş olur. İkincisi: Bütün ehl-i tevhidin cemâatlerine âittir. Bu cihetle şerîata itaat etmiş olur. Üçüncüsü: Kâinatın ihtiva ettiği mevcûdâta işârettir. Bu i’tibârla, şerîat-ı fıtriye-i kübrâya tâbi olarak hayret ve muhabbetle kudret ve azametin arşı altında sâcid ve âbid olmuş olur.
Bu cümlenin mâkabliyle vech-i nazmı,
ün
ye tefsir ve beyânı olmakla
e de bir netice ve bir lâzım olmasıdır.
İhtar:
nin takdimi, ihlâsı vikaye etmek içindir; ve zamir-i hitab da, ibâdetin sebeb ve illetine işârettir. Çünkü: Hitaba incirar eden geçen sıfâtla muttasıf olan zât, elbette ibâdete müstehaktır.
de müstetir zamir,
nun fâili gibi, o üç cemâatten herbirine raci’dir. Yâni: Bizim vücûdumuzun zerrâtı veya ehl-i tevhid cemâatı veyahut kâinat mevcûdâtı, bütün hâcât ve maksadlarımıza, bilhassa en ehemm olan ibâdetimize, senden iane ve tevfik istiyoruz.
kelimesinin tekrarlanmasındaki hikmetin birincisi, hitab ve huzurdaki lezzetin arttırılmasına; ikincisi, ayân makamının bürhan makamından daha yüksek olduğuna; üçüncüsü, huzurda sıdk olup kizbin ihtimali olmadığına; dördüncüsü, ibâdetle istianenin ayrı ve müstakil maksadlar olduklarına işârettir.
Bu iki fiili birbiriyle bağlayan münâsebet, ücretle hizmet arasındaki münâsebettir. Zîra ibâdet, abdin Allah’a karşı bir hizmetidir. İane de, o hizmete karşı bir ücret gibidir. Veya mukaddeme ile maksud arasındaki alâkadır. Çünkü iane ve tevfik, ibâdete mukaddemedir.
English
العربية
Pyccĸий
français
Deutsch
Español
italiano
中文
日本語
Қазақ
Кыргыз
o'zbek
azərbaycan
Türkmence
فارسى