S-
İttika ile tecennüb, ikisi de bir ma’nayı ifade ederler. İttikanın tecennübe cihet-i tercihi nedir?
C- Evet ittika, îmana tâbidir. Yâni ittika, îman olduktan sonra husule gelir. Tecennübde bu ebaiyet yoktur. Binâenaleyh, ittika kelimesi îmanı andırır ve ittika lafziyle, îmana îma ve işâret edilebilir. Fakat tecennüb kelimesi bu işi göremez. Bunun içindir ki,
nun hakîki cezası olan
nun yerinde
ya tercihan
ihtiyar ve ikame edilmiştir.
Nârın
ile târifi, nârın ma’hûdiyet ve ma’lûmiyetine işârettir. Çünkü, enbiyâ-i izamdan işitilmek sûretiyle, zihinlerde ma’lûmiyeti takarrur etmiştir.
S-
esmâ-i mevsuledendir. “Sıla” dâhil olduğu cümlenin evvelce ma’lûm olduğunu iktiza eder. Halbuki sılası olan
evvelce muhatablara ma’lûm değilmiş?
C-
âyeti bu âyetten evvel nâzil olduğuna nazaran muhatablar ondan kesb-i ma’lûmat ettiklerine binâen, burada
ile
arasında tavsif muamelesi yapılmıştır.
: Bu kayıdlardan maksad, tehdiddir. Tehdidlerin te’kid ve teşdid edildiğine binâen, burada
kelimesiyle te’kid edilmiştir;
lâfziyle da teşdid ve tevbih edilmiştir. Şöyle ki:
Türkçe
English
العربية
Pyccĸий
français
Deutsch
Español
italiano
中文
日本語
Қазақ
Кыргыз
o'zbek
Türkmence
فارسى