Çünkü; Resûl olmasaydı, tebliğ ve ta’lime me’mur olmazdı. Kezalik hasrı ifade eden “câr ve mecrur”un takdimi, tevhide îmadır. Ve keza,
nizam ve adâlete,
de, haşre delâlet eder.
Ve keza
daki (ﻝ) ihtisası ifade ettiğinden tevhide işârettir.
adâletle nübüvvete remizdir. Çünkü terbiye, resûler vâsıtasiyle olur.
zâten sarahaten haşir ve kıyamete delâlet eder.
Ve keza
sadefi de, o makasıd-ı erbaa cevherlerini tazammun etmiştir.
: Bu kelâm, Güneş gibidir. Yâni, Güneş başkalarını gösterdiği gibi, kendini de gösterir; başka bir Güneşe ihtiyaç bırakmaz.
başkalarına yaptığı vazifeyi, kendisine de yapıyor, ikinci bir
daha lâzım değildir. Evet
öyle müstakil bir nurdur ki, bu nur hiçbir şeye bağlı değildir. Hatta bu nurun “câr ve mecrur”u bile hiçbir şeye muhtaç değildir. Ancak (ب ) harfinden müstefad olan
veya örfen ma’lûm olan
veyahut mukadder olan
ün istilzam ettiği
fiillerinden birine mütealliktir.
Türkçe
English
العربية
Pyccĸий
français
Deutsch
Español
italiano
中文
日本語
Қазақ
Кыргыз
o'zbek
Türkmence
فارسى