Nur.gen.tr
Bismillah her hayrın başıdır.
Sayfa(399-452):

Beşinci Kısım

DENİZLİ HAYATI

Risâle-i Nurun neşriyat ve fütuhat dâiresi gittikçe genişliyor... İştiyakla Nurları okuyanlar, günden güne ziyâdeleşiyor. Risâle-i Nurdaki hârika kuvvet ve te’siratın neticesini müşahede eden gizli İslâmiyet düşmanları, yine bir entrika çevirip Risâle-i Nura ve müellifi Bediüzzamana sûikasdla: “Bediüzzaman gizli cem’iyyet kuruyor, halkı hükümet aleyhine çeviriyor, inkılâbları kökünden yıkıyor, Mustafa Kemâle deccal, süfyan, din yıkıcısı diyor, bunu Hadîslerle isbat ediyor.” gibi bir sürü bahâneler ve plân-larla ittiham edilerek Kastamonu’dan Denizli Ağır Ceza mahkemesine, yüz yirmi altı talebesiyle beraber 1943 senesinde sevkediliyor. (Hâşiye).

Sonra, Risâle-i Nur külliyatında siyasî bir mevzu olup olmadığını tetkik için bir kaç me’murdan müteşekkil bir ehl-i vukuf teşkil edilerek, müsadere edilen Nur Risâleleri ve mektuplar tedkike başlanınca, Bediüzzaman, “Bu vukufsuz ehl-i vukuf, Risâle-i Nuru tetkik edemez. Ankarada yüksek, ilmî bir ehl-i vukuf teşkil ettirilsin. Avrupa’dan feylesoflar getirilsin. Eğer onlar bir suç bulurlarsa, en ağır cezaya razıyım.” der. Bunun üzerine Risâle-i Nur Külliyatı ve bütün mektublar Ankarada profesörler ve yüksek âlimlerden mürekkeb bir ehl-i vukufa satır satır tetkik ettirilir. Ehl-i vukuf tarafından, “Bediüzzamanın siyasî bir faaliyeti yoktur.


Hâşiye: Denizli hapsinin yegâne sebebi, Risâle-i Nurun Isparta ve Kastamonu merkez olarak sâir vilâyetlerde intişarı ve böylece din muhabbetinin gittikçe tezayüd etmesi idi. Hatta, Denizli hapsinden evvel, Yedinci Şuâ olan “Âyetül-Kübrâ” Risâlesi İstanbulda gizli tabedilmişti. Îman hakîkatlarını harika bir sûretde izâh ve isbat eden bu eser de îmansızları telâşa düşürmüş ve Denizli hadisesine bir sebeb gösterilmişti.

Kelimenin manası için üzerini çift tıklayınız.
 | 
Pharmaceutical Track & Trace System İlaç Takip Sistemi